“Nutuk” kitabını gençlerimizle dağıtmaya devam ediyoruz.
26 Ekim 2021Etimesgut Temsilciliğimizin toplu üye katılımını gerçekleştirdik.
27 Ekim 2021CUMHURİYETİMİZ 98 YAŞINDA!
Atatürk 10. Yıl Nutkunu
“Türk Milleti!
Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle,
saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türk’üm diyene !” diye bitirmişti.
O’nun bu temennisine karşın, Cumhuriyetimiz 100. yılına giderken büyük sorunlarla
boğuşmaktadır.
Gazi, Cumhuriyetin ilanından 36 gün sonra “Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf
değildir. Cumhuriyet bedava kazanılmış da değildir. Bunu elde etmek için çok kan döktük. Her
tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa
hazırız.” derken önümüze yaşamsal ve kutsal bir görev koymuştur. Nitekim 15 – 20 Ekim 1927
tarihleri arasında 6 gün boyunca okuduğu NUTUK’u GENÇLİĞE HİTABE ile bitirirken bu görevi Türk
Gençliği’ ne ve “Ey Türk istikbalinin evladı” seslenişi ile de her dönemin Türk Ulusu’na vermiştir.
15 Mayıs 1919 günü İzmir rıhtımında gazeteci Hasan Tahsin’in şehadeti ile başlayan bu
kutsal görev uğruna, Kocatepe Kurtkaya şehitliğinde yatan Yüzbaşı Agâh Efendi’den Albay Reşat
Çiğiltepe’ye, Teğmen Yıldırım Kemal’den Menemen’de şeriatçı yobazların canavarca katlettiği
Öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’a, Prof. Cavit Orhan Tütengil’den Prof. Dr. Bedri
Karafakıoğlu’na, Kurucu Genel Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy’dan kurucu üyemiz Doç. Dr.
Bahriye Üçok’a, Kalpaksız Kuvvacı Uğur Mumcu’dan Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Ahmet
Taner Kışlalı’ ya kadar binlerce bağımsızlık ve devrim şehidimiz kanını katmıştır Cumhuriyet
harcına.
CUMHURİYETİMİZ ÖNCE KURULMUŞ, SONRA İLAN EDİLMİŞTİR!
Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’ da Samsun’dan başlattığı BAĞIMSIZLIK
YÜRÜYÜŞÜNÜ, yaptığı yüzlerce görüşmenin ardından topladığı kongrelerle Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla demokratik şekilde örgütleyip meşrulaştırmış ve 23 Nisan 1920’
de Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni açarak kurumlaştırmıştır. Vatanın dört bir yanı işgal altında
olmasına karşın meclis ( Milli irade ) örgütlenmesini ordu örgütlenmesinden önde tutmuştur.
Meclisle Milli Ordu’yu kurmuş, Milli Ordu ile kurtuluşu ve bağımsızlığı, İrfan Ordusu ile de kuruluşu
ve devrimleri gerçekleştirmiştir
Daha Amasya Tamimi’nde, Sivas Kongresi kararlarında – koşullar gereği üstü örtülü olarak –
ifade edilmiş olan Cumhuriyetin nüvesi, 1921 Anayasasının ilk 3 maddesinde de şöyle belirmiştir:
MADDE 1 – Hakimiyet bilâkaydü şart milletindir. İdare usulü; halkın, mukadderatını bizzat
ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir.
MADDE 2 – İcra kudreti ve teşri salahiyeti milletin yegâne ve hakiki mümessili olan Büyük
Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder.
MADDE 3 – Türkiye Devleti, Büyük Milleti Meclisi tarafından idare olunur ve hükûmeti
“Büyük Millet Meclisi Hükûmeti” unvanını taşır.
Bu hükümler bir cumhuriyet yönetiminin temel özelliklerini yansıtmaktadır. Sadece
yönetim biçiminin adı konmamıştır.
İşte bu nedenle Mustafa Kemal Paşa 28 Ekim 1923 akşamı Çankaya’ da “Efendiler, yarın
Cumhuriyet’i İLAN EDECEĞİZ” demiş, “KURACAĞIZ” dememiştir.
İKİNCİ ORDU, İRFAN ORDUSU!
Atatürk, Büyük Millet Meclisinin açılışından hemen sonra düzenli ordu kurma çalışmalarıyla
eş zamanlı olarak “İkinci Ordu” adını verdiği öğretmenleri, yani İrfan Ordusunu örgütlemiştir. 6
Mayıs 1920 günü Maarif Vekaleti kurulmuş, 25 Kasım 1920 de öğretmen ve öğrencilerin askerlik
yükümlülükleri ertelenmiş, 15 Temmuz 1921 de, savaşın en çetin döneminde, Ordumuzun
Eskişehir-Kütahya hattından Sakarya hattına çekildiği o endişeli günlerde Ankara’da ilk Maarif
Kongresi toplanmış, kongreyi cepheden gelerek açan Mustafa Kemal Paşa öğretmenlere
KEMALİST DEVRİM’ in hedeflerini göstermiştir.
TBMM ORDUSU işgalci emperyalistlerle savaşırken, İRFAN ORDUSU da cehalet karanlığıyla
savaşa girişmiştir.
Cumhuriyetimiz, bu iki ordumuzun haklı, namuslu ve kararlı savaşının kutlu sonucudur.
1928 de yazılan Harbiye Marşındaki “ Kanla irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti ” sözü bu iki
ordu gerçeğini ifade etmektedir. Devrimler böyle başarılmış, tarihte benzeri görülmemiş kalkınma
hamlesi ile yıkılmış bir imparatorluğun enkazından bağımsız, çağdaş, güvenli bir ülke ve 12
milyonluk harap ve bitap düşmüş bir halktan hayatı KADIN – ERKEK birlikte omuzlayan, gururlu,
başı dik bir ulus böyle yaratılmıştır.
CUMHURİYET KİMSESİZLERİN KİMSESİDİR!
Atatürk yönetiminde Türkiye kısa sürede hayatın her alanında Bütünsel Kalkınma yöntemi
ile sanayi tesislerini kurmuş, köylüsünü efendi yaparak ayağa kaldırmış, kadınını özgürleştirmiş,
bayındırlıkta, sağlıkta, eğitimde, sporda, kültür ve sanatta yaptığı atılımlarla örnek alınan bir ülke
olmuştur.
Kemalist Cumhuriyet, kurulduktan sadece 3 yıl sonra uçak üreten ve ihraç eden bir ülke
olmayı başarmıştır. Kendi ürettiği aşılarla milyonları salgın hastalıkların pençesinden kurtarmış,
şekerden kâğıda, demir çelikten petrokimyaya, silahtan tekstile, tohumdan gübreye, camdan
ilaca, madenden enerjiye bütün sanayi alanlarında üretim rekorları kırmış, 4 denge kuramı ve
karma ekonomi ile 15 yılda % 115 büyüme sağlamış, parasının değerini hep korumuş, işsizlik nedir
bilmemiş, eğitimde fırsat eşitliğinden ödün vermemiş, çocuklarını dünya çocukları ile
yarışabilecekleri bilimsel eğitimle yetiştirmiş, kadın erkek yarınlarına güvenle bakan bir toplum
yaratmış, kelimenin tam anlamıyla KİMSESİZLERİN KİMSESİ olmuştur.
UMUTSUZ DURUM YOKTUR, UMUTSUZ İNSANLAR VARDIR, BİZ HİÇ BİR
ZAMAN UMUDUMUZU YİTİRMEYECEĞİZ!
Ancak ilerleyen yıllarda Aydınlanma Devriminin ateşi küllenmiş, Cumhuriyetin kuruluş
dönemindeki heyecan ve özgüven kaybolmuş, eğitim laik bilimsel temelden koparılmış, 1950 ve
özellikle 12 Eylül 1980 sonrası ulusumuz Cumhuriyet kazanımlarını büyük ölçüde yitirmiştir.
İçinde bulunduğumuz karanlık tabloyu yineleyerek umut kırmak yerine; ulusça kendimize
güvenerek, birlik olarak, Laik Cumhuriyetimizi yeniden kazanmak için harekete geçme vaktidir
şimdi.
İrfan Ordusunun önemli bir ögesi olan Atatürkçü Düşünce Derneği’nin varlık
nedeni budur.
Kemalizm’in parlak ışığı yeniden yurt semalarını aydınlatacak, Cumhuriyet kuruluş
ayarlarına ve hedeflerine mutlaka yönelecektir.
100. yıla bu kararlılıkla yürüyor, başaracağımıza yürekten inanıyor, milletimize güveniyoruz.
TÜRK MİLLETİ,
BÜYÜK MİLLET BAYRAMININ 98. YILI KUTLU OLSUN!
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU