ADD-STRATEJIK-PLANAtatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ülkemizin en büyük ve en etkin Demokratik Kitle Örgütü olma özelliğini sürdürmenin, bilinirlik ve görünürlüğünü artırıp çağımızın hızlı gelişim ve değişimine uyum sağlayarak “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti” hedefine ulaşmanın ancak kurumsal kapasitesini artıracak bir çalışma disiplini ile olanaklı olduğunun bilincindedir. Bu gerçekten hareketle, çalışmalarını planlamak, kısa, orta ve uzun vadede neler yapabileceğini doğru ve gerçekçi saptamak için görev tanımları ve organizasyon şeması, tüzüğün ve yönergelerin düzenlenmesi, insan kaynaklarının geliştirilmesi için bir ‘stratejik yönetim planı’ gerekliliği de ortadadır.
Stratejik yönetim planı, bir organizasyonun ne yaptığını, neden yaptığını ve gelecekte ulaşmak istediği hedefleri ortaya koyan belgedir.
Stratejik plan (SP) organizasyon yönetimini geleceğe yönelik düşünmeye teşvik eder, gereksinimleri ortaya koyar, uygun adımları belirler, çevresel değişimlerin öngörülmesini, kaynakların (zaman, emek, insan, para) etkili ve verimli kullanılmasını sağlar.
SP, kurumsal olarak ulaşılmak istenilen noktaya varabilmek için neredeyiz, nereye gitmek istiyoruz, nasıl gideriz ve nasıl ölçer, değerlendiririz sorularını yanıtlar. Bu yanıtlar kurumsal kapasitenin ileriye taşınması yönünde bir kurum kültürü oluşturur. Stratejik planlama aynı zamanda, akademi, kurs, yurt, Cumhuriyet odaları ve evleri, araştırma- geliştirme (ARGE), kültür-sanat ve benzeri yapılanmalara da düşünsel katkı sağlar.
Bu amaçla hazırlanan ve 2025-2028 yıllarını kapsayan “ADD Stratejik Yönetim Planı” beş bölümden oluşmaktadır:
1) Hazırlama süreci,
2) Durum analizi,
3) Geleceğe yönelim,
4) Maliyet
5) İzleme ve değerlendirme.
Günümüz Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olarak tanımladığımız ADD, Türkiye Cumhuriyeti’ne giden kutlu yolculuğun ilk adımı olan 19 Mayıs 1919’un 70. yılında, Atatürk ilke ve devrimlerine açık ve kapalı saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde, 19 Mayıs 1989’da Prof. Dr. Muammer Aksoy başkanlığında 50 Cumhuriyet aydını tarafından kurulmuştur.
ADD bu özellikleri nedeniyle kuruluşundan itibaren sürekli bedel ödemiş belki de tek dernektir. Daha yılı dolmadan kurucu Genel Başkanı Muammer Aksoy’u faili meşhur bir siyasi cinayete kurban vermiştir. Hemen ardından 9 ay sonra kurucu üyesi Bahriye Üçok, 1993 yılında Uğur Mumcu; 1999 yılında Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Taner Kışlalı, 1999 yılında da üyesi Şükrü Demirkürek, 2002 yılında üyesi Necip Hablemitoğlu ve yine siyasi suikastlarla katledilmişlerdir. 2007 yılında FETÖ-AKP kumpası Ergenekon davasında Genel Başkanı Şener Eruygur tutuklanmış, cezaevinde düşerek(!) felç geçirmiş, ömrünü yatakta tamamlamak zorunda bırakılmıştır.
Bütün bunlara karşın ADD dimdik ayaktadır ve daha da güçlenerek kuruluş amaç ve ilkeleri doğrultusunda yoluna devam etmektedir, edecektir.
Kurtarıcı ve kurucu önderimizin büyük Atatürk’ün 10 Mayıs 1933 tarihinde söylediği gibi:
“İki Mustafa Kemal var. Biri ben, fert olan, fani olan Mustafa Kemal. İkinci Mustafa Kemal’den ise ‘ben’ diye bahsedemem. Ondan ancak ‘biz’ diye bahsedebilirim.
O Mustafa Kemal, yani sizler, bu akşam etrafımda olanlar, memleketin her köşesinde çalışan köylüler, uyanık, aydın, vatanperver, milliyetperver vatandaşlar…
İşte ben onların hayalini tespit ediyorum, onların hayalini gerçekleştirmeye çalışıyorum. O Mustafa Kemal ölmez.
O, Türk milletinin ihtiyaçlarıyla beraber, gitgide uyanan şuuru ile beraber gelişe gelişe ebedi olarak yaşayacaktır.
“Biz” de, Cumhuriyet’i yapan, devrimleri yaratan, O, ‘biz’ diye ifade edebileceğim Mustafa Kemal’dir.”
Atatürkçü Düşünce Sistemi’nin (Kemalizm) örgütü ADD, bu bilinçle önderinin ifade ettiği “Biz’i” yani “İkinci Mustafa Kemal’i” yaşatmak için ‘stratejik yönetim’ anlayışlıya yorulmadan yürüyecek, KEMALİZM’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak milletimizle birlikte Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne mutlaka ulaşacaktır.
ADD Stratejik Planı
