KOLEKSİYONCULAR DERNEĞİ’NDEN
Günümüzde 1.Dünya Savaşının 100. Yılı çeşitli etkinliklerle ele alınmaktadır. İnsanlık tarihinde çok
önemli olan bu dönüm noktası, aynı zamanda çağdaş Türkiye Cumhuriyetine giden yolun başlangıcını
da oluşturmuştur. Ülkemiz emperyalizme karşı 200 yıldır “ayaklar altında ezilmek”, “devletsiz kalmak”
ve “yaşadığı topraklardan sürülmek” tehdidi altında yaşamaktadır.
Buna karşı Namık Kemal, Mithat Paşa, Jön Türkler, İttihat ve Terakki Cemiyetinin Meşrutiyet
programıyla yürüttükleri vatan ve özgürlük mücadelesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet
programıyla zafere ulaşmış ve birbirini tamamlayan bir zincirin halkaları olarak Büyük Türk Devrimini
oluşturmuştur.
Bu süreçte yer alan 1. Dünya Savaşının, Osmanlı topraklarının yağmalanması, Türklerin Balkanlar ve
Anadolu’dan kovulmasının tamamlanması için başlatıldığını görmekteyiz. Savaş sonunda dayatılan
Sevr haritası, bunun çok açık bir kanıtıdır. Bundan dolayı taraf olan bütün ülkeler açısından savaş,
haksız bir “emperyalist yağma”, ülkemiz açısından ise haklı “vatan savunması görevi” olarak ortaya
çıkmıştır.
Vatan savunması, “kusurları ve zararları” olmasına rağmen “vatanseverliği her türlü tartışmanın
üstünde olan” İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin iktidarı altında, Türk subayının cesaret ve kurmay
yönetimi, halkın fedakarlığı, Mehmetçiğin kahramanlığıyla sürdürülmüştür.
Vatan savunmasının ön cephesi olan Çanakkale mevzilerindeki dehşet, milli şairimiz Mehmet Akif’e
“siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın” mısralarını yazdırırken, düşmanın ağır ateş ve saldırısı,
Mustafa Kemal’in “size ölmeyi emrediyorum” sözlerini tarihe yazdırmasıyla bozguna uğratılmıştır.
Üzerinde güneş batmayan ‘majestelerinin ülkesi’, Türk süngülerinin karşısında Çanakkale ve Kut-ul
Amare’de bozguna uğrarken, “Türkler iyi yönetiliyor, yürekleriyle savaşıyorlardı” sözlerini çaresizlikle
haykırıyordu.
Direniş, Türkiye açısından “en yakın ve en yakıcı” tehdit olan Rus Çarlığının yıkılarak savaş dışı
bırakırken, Kurtuluş Savaşının en büyük müttefikini ve sağlam cephe gerisini de yarattı.
1.Dünya Savaşının en hayati dönemi olan 15 Nisan 1915 günü İngiltere ve Rusya tarafından
kışkırtılarak silahlandırılan Ermeni çeteleri, cephe gerisinde Doğu Anadolu’da çıkarttıkları isyanlar,
destek aldıkları halkın tehciriyle bastırıldı. Savaş sonunda ülkemiz 500 bin şehit verirken 900 bin gazi
sakat olarak evine dönüyordu.
Ruşen Eşref, Çanakkale Zaferini “Kurtuluş Savaşının Önsözü” olarak tanımlamıştır. Önsözü yazan
Mustafa Kemal Atatürk, emperyalizmi bozguna uğratarak bizlere güzel yurdumuzu ve çağdaş
cumhuriyetimizi armağan etmiştir.
Ülkemiz vatana yönelik tehditlere 1876 Birinci Meşrutiyet İlanı, 1908 İkinci Meşrutiyet İlanı ve 23
Nisan 1920 Cumhuriyetin ilanıyla devrim yaparak cevap vermiş ve ayağa kalkmıştır.
Sergimizi, bu sürecin daha iyi anlaşılması için büyük Türk tarihi kapsamında ele alınmasının doğru
olacağı inancıyla hazırladık. Sıradan “askeri tarih”, “centilmenler savaşı” ya da devrim önderlerimizi,
Mustafa Kemal Atatürk’ü perdeleyen “ermiş dedeler zaferinin” sınırları dışında bilimsel temelde
hazırladık. Bu nedenle Başkent’te hazırlanan sergi, kitap ve katalog çalışmaları, ülkenin en kapsamlı
etkinlik çalışması olarak ortaya çıkmıştır.
24 Nisan-30 Mayıs 2015 tarihleri arasında açık kalacak olan sergi, başta Ankara halkı olmak üzere
bütün yurttaşlarımızın öğünerek gezecekleri görkemli bir sergi olarak bilinçlere kazınacaktır.
TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ve ÖNCESİ GÖRSELLERLE KISA TARİHİ
1.Dünya Savaşı’nın 100. Yıldönümündeyiz. Bu nedenle tüm dünyayı etkileyen, sonunda pek çok
yönlerini değişik açılardan inceleyen, yorumlayan yazılı ve görsel yayınlar yapılmakta, sergiler,
konferanslar düzenlenmektedir.
Savaş sırası diplomatik ilişkiler, savaşın ekonomik boyutu, ayrıntılı cephe incelemeleri de dahil olmak
üzere savaşın askeri ve teknik tarihi ayrı ayrı inceleme ve değerlendirmelere konu olmaktadır.
Bu çalışmada; Türkiye Cumhuriyeti tarihinin başlangıcı sayılabilecek kadar önemli olan 1.Dünya
Savaşı’nın öncesi ve gelişimi sırasındaki tüm farklı yönlerine aynı zamanda değinmenin, ekonomik,
siyasal ve askeri boyutlarını birlikte ve yan yana, bunların karşılıklı etkileşimlerini de gösterebilecek
biçimde ele almanın yararlı ve hatta gerekli olduğu görüşünden hareket edilmiştir.
Böylece bu büyük olay, tüm nedenleri, siyasal, ekonomik ve askeri unsurların birbirleriyle
bağlantılarıyla daha kolay anlaşılabilecek, daha iyi kavranabilecektir.
100 yıl önce gerçekleşen bu savaşın, bir asır kadar öncesinden ortaya çıkmaya başlayan siyasal ve
ekonomik bir geçmişi bulunmaktadır.
Bu geçmiş, savaşan Avrupa devletleri için olduğundan daha çok Türkiye ve Türk tarihi açısından
önemlidir. 1.Dünya Savaşı, 19. Yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı Devleti’nde yaşanan tüm siyasal,
toplumsal ve ekonomik gelişim ve değişim zincirinin son halkasıdır.
Dolayısıyla bu savaşı, savaşın Türk tarihi içindeki yerini daha iyi kavrayabilmek için savaş dönemi
gelişmelerin yanı sıra öncesi, savaş giden yolun merhaleleri de çalışmada ele alınmış ve
değerlendirilmiştir.
Ayrıca, günümüzde görsel algılama alışkanlığının giderek artmakta olduğu dikkate alınmış, bu iletişim
aracı da kullanılarak, üzerinden 100 yıl geçmiş olan bu savaşın bir bütün olarak yazılı ve görsel
algılanması, böylece daha iyi anlaşılabilmesi ve hatırda kalması amaçlanmıştır.
Bu amaç doğrultusunda, savaşa ve öncesi dönemine ait obje, fotoğraf, kartpostal, belge gibi çok
sayıda orijinal görsel malzeme, bir sergi niteliğinde bir araya getirilmiştir.
1.Dünya Savaşı’nın ve öncesinin uzun süreci, uzunluğunun mecbur ettiği sınırlamalar çerçevesinde,
geçmişin elle tutulur, gözle görülür kılındığı bir zeminde, bir bütün olarak kavranabilmesi, anılması ve
ileride hatırlanması amacıyla, metin-görsel malzeme birlikteliği içinde sunulmuştur.
Sergimiz, Koleksiyoncular Derneği üye ve dostlarının seçkin birikimlerinden alınan değerlerden
oluşmaktadır. Dönemin gravür, fotoğraf, fotokart, kartpostal, bildiri, afiş, ipek mendil, harita, ünlülere
ait imzalı fotoğraf, yazışma ve belgelerden oluşmaktadır. Ayrıca yine döneme ait madalya, nişan,
plaket ve askeri tıp tarihine ait malzemeler bulunmaktadır.
Yaklaşık 700’e yakın koleksiyon değerleri, çok özel grafik ve tasarımlarla halkımızın görüşüne
sunulmaktadır.
Korkut Erkan
Koleksiyoncular Derneği Başkanı