Karaman Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi’nde ADD Ve Eğitim İş Üyelerine Uygulanan Linç Girişimi Hk. Basın Toplantısı

Karaman Mehmet Bey Üniversitesi’nde konferansa davet edilen Atatürk ve Laik Cumhuriyet düşmanı bir gericiyi protesto ederek Anayasal haklarını kullanan Atatürkçü Düşünce Derneği ve Eğitim İş şube başkanları ve üyeleri ile öğrencilere uygulanan linç girişimi sonrasında ADD Genel Başkanımız Mustafa Hüsnü Bozkurt ve Eğitim İş  Genel Başkanı Kadem Özbay ile genel merkezlerin yöneticileri 23 Mayıs 2025 tarihinde Karaman’a gitmiş ve saat 14.00’de Kent Otel’de basın toplantısı düzenlenmiştir.

Genel Başkanımız Mustafa Hüsnü Bozkurt yaşanan olayların emperyalizm ile doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:

“Arkadaşlar, adını anmak istemediğim malum şahıs 6 yaşında çocuğun evlenebileceğini söyleyebilecek kadar aklını kiraya vermiş, insanlık değerleriyle bağını koparmış bir adam. Kişiler üzerinden konuşmayı doğru bulmuyorum. Bu ve benzerleri görevli kişiler. Bu bir emperyal plandır arkadaşlar. Batı emperyalizmi 100 yıldır sömürdüğü petrol coğrafyasında, İslam coğrafyasında laik, demokratik bir hukuk devleti, antiemperyalist ve tam bağımsız bir devlet olsun istemiyor. 105 yıl önce Sevr’le, işgallerle, isyanlarla engellemeye çalıştılar, başaramadılar. Mustafa Kemal’e suikastlar düzenlendi. 22 isyan çıkarıldı. Hepsinin de temelinde İngiltere vardı. Bugün de yaşananların arkasında Amerika olduğu açık.”

Karaman’da düzenlenen basın toplantısının açılış konuşması Atatürkçü Düşünce Derneği Karaman Şube Başkanı, Genel Sayman Yardımcısı ve İç Anadolu Bölge Sorumlusu Ülkan Şanlıtürk’ca yapıldı. Toplantıya Ankara’dan gelerek katılan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı ve GYK üyeleri ile Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı ve yöneticilerini tanıtarak ‘hoş geldiniz’ diyen Şanlıtürk, yaşanan olayı şu biçimde anlattı:

“21 Mayıs Çarşamba günü İlim Yayma Cemiyeti ile Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi İlim ve Medeniyet Topluluğu vasıtasıyla Nurettin Yıldız adlı gerici ‘Evlilik ve Aile’ konulu bir konferans vermek üzere üniversiteye davet ediliyor. Bu şahsin neler söylediğini basından biliyorsunuz. ‘6 yaşında çocuk evlendirilebilir’ diyen ve bunu ‘nikah ile evlilik farklı şeylerdir’ gibi bir gerekçe ile meşrulaştırmaya çalışan bu ‘adam’ erkeğin eşini döverek rahatlayacağını ve kadınların buna şükretmeleri gerektiğini söyleyebilecek kadar şuursuz biri. Bu söylemlerin İslamla, ahlakla, akılla bağdaşır yanı olmadığı ortada. Bunca ilahiyat profesörü varken Türkiye Cumhuriyeti’nde böyle bir şahsı şehir şehir dolaştırıyorlar. Biz de buna tepkimizi koymak, Karaman’ın Cumhuriyetçi, laik ve demokrat kimliğini göstermek için ADD ve Eğitim İş Karaman şubeleri üyeleri olarak üniversiteye gidip toplantıya katıldık ve bir avuç cesur Atatürkçü ile salonu ayağa kaldırdık. O yürekli insanlara teşekkür ediyorum. O gün orda binlerce öğrencisi olan üniversiteden cesaret edebilen sadece 4 gencimiz de bizimleydi. Şimdi size o öğrencileri takdim ediyor, kendilerini yürekten kutluyorum. Protestomuz toplantıyı karıştırmak amaçlı değildi. Anayasal hakkımızı kullandık. Sadece Eğitim İş Şube Başkanımızın ayağa kalkıp ‘Bravo’ demesiyle linç girişimine maruz kaldık. Eğitim İş Şube başkanı arkadaşımız, gençlerimiz darp edildi. Bizi o güruhun saldırılarından koruyup güvenliğimizi ve dışarı çıkmamızı sağlayan Emniyet mensuplarına çok teşekkür ediyorum.” 

Ardından söz alan Eğitim İş Karaman Şubesi Başkanı Hamza Şanlıtürk ise şu açıklamalarda bulundu:

“Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Ülkan Şanlıtürk olayla ilgili gerekli açıklamaları yaptı. Ben ‘bir insan bir başka insanın başını nasıl kesebilir?’ sorusunu kendime hep sorardım. Bir topluluğun zihni ele geçirildiğinde onlara neler yaptırılabileceğini orada gördüm, yaşadım. Topluluk bize saldırdığı zaman bizimle oraya gelen Sena isimli başörtülü öğrenci kızımız yanımızdan ayrılıp kendini kurtarabilirdi. Ama O yanımızdan hiç ayrılmadı.  Tekrar kutlamak istiyorum Sena’yı. Biz orada gayet medeni bir biçimde protesto olarak üç defa ‘Bravo’ diye seslenip ayrılacaktık. İlk bravo deyişimde etrafımız sarıldı. Onlar bizim etrafımızı sarıp saldırırken güvenlik güçleri müdahale ettiler ve bizi koruyarak dışarı çıkardılar. Bana yumruk atan kişi Memur Sen başkanıydı. Basının bu olayın üzerinde durmasını istiyorum.”

Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay’ın “Bu yalnızca bir saldırı değil, gericilikteki örgütlenmenin ne boyuta ulaştığını gösteren bir olay. Karaman’da ve ülkemizin her yerinde Cumhuriyetçiler var. Atatürk’ün, Başöğretmenimizin izinde olan Atatürkçüler var. Devletin görevi Cumhuriyeti korumaktır. Burada biz kendimizden öte çocuklarımızı bu sapkın zihniyetlerden koruma iradesi gösteriyoruz ve bu iradeyi göstermeyi sürdüreceğiz.” tümcelerine yer verdiği açıklamasının tamamı ise şöyle:

“Sayın Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı, değerli katılımcılar. Bu saldırganlar diyor ki ‘gericiliğe karşı ses çıkarırsanız sizi linç ederiz.’ Cesareti nereden aldıkları belli. O cüreti bu ülkede yaratılan düzenden alıyorlar. Nedir o düzen. Okulları okul olmaktan, üniversiteleri üniversite olmaktan çıkaran düzendir o düzen. Rektör atama kriterlerini, okul yöneticisi atama kriterlerini, milli eğitim müdürü atama kriterlerini yerle bir eden düzendir o düzen. Şimdi de linçe maruz kalırsınız mesajı veriyorlar.  Siyasi iktidar bugün Cumhuriyet’in birçok kazanımını tasfiye etti. Cumhuriyet’in temelinde eğitim vardır. Dolayısıyla Cumhuriyet’in temeline saldırı vardır. Okullarda tarikat ve cemaatler istediklerini yapıyorlar. Okulların bırakın içine girmelerini, yanından geçmemesi gereken kişiler davet ediliyor. Eğitim İş olarak biz o insanların saldırısında bir insanın nasıl olup da bir insanı katledebileceğini gözlerimizle gördük. Biz ‘kadın cinayetlerinin tek bir faili yoktur, şiddetin tek bir faili yoktur diyoruz.’ Bakın oradaki resme kimler var. Üniversiteye hangi sıfatla bu kişi davet ediliyor? Kimdir bu kişi? Pedofiliyi, kadına şiddeti, dini, insanların manevi değerlerini kullanarak meşrulaştırmaya çalışan bir sapkın. 6 yaşındaki bir çocuğun nikah ilişkisi kurmasını savunan bir sapkındı bu kişi. Bu sapkın şahısların üniversitelerde konuşmalarına alan açarsanız anayasa suçu işlersiniz, bu zehirli fikirler daha fazla kişiye yayılır ve linç kültürü gelişir.

Bu olay bir üniversite rektörünün ne kadar bilimden yoksun olduğunun kanıtıdır. Bununla kalmıyorum. Kim var orada başka? AKP il başkan yardımcısı. Kim var? Bu ülkede emekçi yoksulları savunması gereken yandaş sendika konfederasyonu ve bir kişiye yumrukla saldıracak kadar insani değerlerden yoksun biri. Kim var? Çocuklarımızı emanet edeceğimiz milli eğitim müdürü. Milli eğitim müdürü plaket vermiş, neyin plaketini veriyorsun? Senin öğretmenine, okul yöneticine saldırana plaket veriyorsun. Saldıranlara karşı öğretmenini arayıp bir geçmiş olsun dedin mi? En azından bunu gösterebilecek erdeme bile salip değilsin. Koltuklarını tarikat cemaat ilişkisine, itaat-sadakat düşüncesine bağlıyorlar. Hepimize bir sorumluluk düşüyor.  Biz eğitim alanında yaşananlarla ilgili hep sunu savunduk. Eğitime karşı bir saldırı düzenleniyorsa hepimiz birlikte tepki göstermeliyiz. Ne işi var o kişinin üniversitede? Demokratik hakkını kullanan eğitimciye, öğretmene gözaltılar, tutuklamalar…

Bu yalnızca bir saldırı değil, gericilikteki örgütlenmenin ne boyuta ulaştığını gösteren bir olay. Karaman’da ve ülkemizin her yerinde Cumhuriyetçiler var. Atatürk’ün, Başöğretmenimizin izinde olan Atatürkçüler var. Devletin görevi Cumhuriyeti korumaktır. Burada biz kendimizden öte çocuklarımızı bu sapkın zihniyetlerden koruma iradesi gösteriyoruz ve bu iradeyi göstermeyi sürdüreceğiz. Bu sürecin hukuki boyutunu sonuna kadar takip edeceğiz. O yumruğu atandan da, o saldırıya kalkışanlardan da, kendi öğretmenine sahip çıkmayan o milli eğitim müdüründen de her platformda sözümüzle, eylemimizle hesabını soracağız. Biz hiç kimseyi linç etmeye kalkışmıyoruz. Fikirlerimizle, düşüncelerimizle karşı koyuyoruz. Bu yüzden biz başkanlarımızın yanındayız. Biz örgütlenme acısından bir sayısal yapı değiliz, bir fikre sahibiz. O fikir Cumhuriyettir, Mustafa Kemalin emanetidir. Bölücülük, ayrımcılık nerede varsa Eğitim İş orada olacak, ADD olacak… ADD ve biz buradayız korkmuyoruz, korkmuyoruz.”

Tarrtışmaya açmak, bir yandan da bu tür adamları oralara buralara gönderip, 100 yıl önce Osmanlının nüfustan saymadığı kadınını bakan, başbakan, genel müdür amir memur yapmış Türkiye Cumhuriyeti’nde ‘6 yaşındaki çocuk evlenebilir, kadının yeri evidir, kadın dövülebilir’ zihniyetini yaymak! Üniversitedeki topluluğun adı ilim ve Medeniyet arkadaşlar. Nasıl bir ilim ve medeniyet anlayışıdır bu arkadaşlar. ‘Erkek eşini döverek rahatlayabilir kadın buna şükretmelidir’ diyebilen sapkın bir zihniyet bu. Biz bu zihniyeti nereden tanıyoruz? Hatırlayayım! Orta Çağ Engizisyon İspanya’sından, İtalya’sından tanıyoruz. Kadınları, kızları ‘şeytan’ diyerek odun ateşinde cayır cayır yakan Hristiyan engizisyonunun günümüz türevleri bunlar. Erkek kadını dövebilirmiş, kadınlar buna şükretmelidir. Bu sapkınlıkları Allah’ın kelamı Kur’an’a dayandırıyorlar bir de sıkılmadan. Yani arkadaşlar bir dine bundan daha büyük hakaret ve aşağılama olamaz. Eğer Osmanlı dönemi olsa bunlar tımarhaneye, Cumhuriyet de ise Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine kapatırlardı. Ben burada ADD ve Eğitim İş Şube başkanların alkışlıyorum.

Karamanoğlu Mehmet Bey, 700 küsür yıl önce bu topraklarda ‘Türkçeden başka dil kullanılmayacak’ diyen kişidir. Bu büyük insanın ismini taşıyan üniversitemizde, ilimin, bilimin, Türkçe’nin başkentinde böyle bir aymazlık olmaz. Arkadaşlarımıza saldıran güruha katılan AKP il Başkan Yardımcısını da kınıyorum. Sadece ADD Genel Başkanı olarak değil, aynı zamanda bir hekim ve milletvekili olarak ülkesine ve milletine hayatı boyunca hizmet etmiş bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak arkadaşlarımı alkışlıyor, teşekkür ediyorum ve Karaman’dan bir sözü de vermek istiyorum. Bu ülkenin Kemalistleri, Atatürkçüleri, bu ülkenin Cumhuriyet öğretmenleri, kadının değerini bilen, kadının insan olarak eşitliğine inanan yurttaşları olarak bu sapkın insanlara asla izin vermeyeceğiz. Milletimiz ne bu tür yaratıkları ne onu oraya davet eden rektörü, ne de ona plaket veren milli eğitim müdürünü hak ediyor. Göreceksiniz, bu iktidar değiştiğinde bunların hepsinden hesap sorulacaktır. Bazı sarıklıları çıkarıyorlar televizyonlara ‘öbür dünyada Allah hazreti Meryem’i peygamberimizle nikahlayacak.’ dedirtiyorlar. ‘Adam’ haşa yüce Allah’ı nikah memuru yerine koyuyor ve buna ‘din adamı’ diyorlar utanmadan ve yanına bir de korumalar veriyorlar. Bir başkası üniversitede profesör ‘kız çocuklarınızı üniversiteye göndermeyin, üniversiteler fuhuş yuvası’ diyor. Millî mücadelede memleketin evlatları kan revan içinde vatanı kurtarmaya çalışırken bu ahlaksızların dedeleri sağda solda isyan çıkarıyor, tekkelerde ense yapıyorlardı. Arkadaşlar. Mustafa Kemal Paşa 1921’de Sakarya öncesi Konya’ya gelip tekkedeki mollaları görünce ‘ne iş yapar bunlar?’ demiş ve ‘yarın bunların hepsi askere alınacak, memleketin evlatları cephede ölüyor, siz burada bunları besiye çekmişsiniz’ diye çıkışmıştı. Bu tufeylilerin Atatürk’e düşmanlıkları o zamandan başlar. Cumhuriyet Türk ulusunu tam 600 yıl sömüren, sülük gibi kanını emen bu asalakların sultasından kurtardı. Halen o günlerini özlüyor, saltanat, hilafet özlemi çekiyorlar. Şimdi de ‘Terörsüz Türkiye’ diye önümüze Lozan öncesini, 1924 öncesini referans alan bir ‘Barış ve demokrasi’ hayali getiriyorlar. Ne var Lozan’ın öncesinde? Sevr var. 1924 Anayasasının öncesinde ne var? Osmanlı var, saltanat var, hilafet var. Bu ülkenin Kürt ayrılıkçıları ile şeriatçı, tarikatçı, hilafet özlemcileri yine aynı yerde birleştiler… Neyin yanında? Dün İngiliz’in, bugün ABD’nin. Hiç farkları yok. Bunlar içimize sokulmuş emperyalizmin etki ajanlarıdır. İki kişi de kalsak, bir kişide kalsak bir Kadem Özbay, bir Hüsnü Bozkurt da kalsak Türkiye’nin her yerinde gidip bu ajanların ipliğini pazara çıkarır protesto ederiz.  Bu adamlara pabucun pahalı olduğunu göstermemiz lazım. Ben bugün bu toplantıya katılan herkese teşekkür ediyorum. Karaman basın emekçilerini saygı ile selamlıyorum. O konferansta protesto haklarını kullanan ADD ve Eğitim İş üyelerine şükranlarımı sunuyor, gençlerimizi alınlarından öpüyorum.”

Karaman ADD Başkanı Ülkan Şanlıtürk gençlerimizin de sözü var diyerek, üniversite öğrencisi Umay Tomris Türk’e söz verdi. Üniversite Öğrencisi Umay bildirisini okudu.

Bildirinin tam metni şöyle:

“Sayın Genel Başkanım, sevgili ADD Üyeleri,

Çarşamba günü yaptığımız protestodan sağ salim çıkarak karşınıza geldik. Buradayız, yıldıramadılar, yıkamadılar. Bu protesto 6 yaşında ‘evlendirilen’ çocuklarımız, öldürülen yüzbinlerce kadınımız, bu iktidar zamanında şiddete uğrayan tüm bireylerimiz içindi. Onlar bu tür yolsuzlukları yapmaya devam ettikçe biz de daima onların karşısında durmaya; bıkmadan, usanmadan, yılmadan devam edeceğiz. ‘Altı yaşında bir kız çocuğu evlenebilir.’ ‘Dayak yiyen kadın şükretmelidir.’ diyen Nurettin Yıldız’a daha ilk cümlesini bitirmeden gereken eylemi yaptık. Sayılarının katbekat fazla olması sebebiyle derhal salondan çıkarılmış olsak bile, Karaman gibi küçük bir şehirde dahi onların bu sapkınlıklarına, susmayacak; o çocukların hakkını savunacak, korkusuz, vatanperver insanların olduğunu iliklerine kadar hissettiler. 23 yıldır başımıza musallat olanların da desteğiyle bugüne kadar geldiler. Ancak son demlerini yaşadıkları için, sayıları dünyada ve Türkiye’de azaldığı için, Z Kuşağı onların zavallı ve gerici hallerini görüp onları seçmedikleri için bu kadar kin ve öfke dolular. Bu yüzden bu kadar vahşi ve saldırganlar!

Ne Nurettin Yıldızları ne Yusuf Ziya Gümüşel’leri ne çocuk tecavüzcüsü Kadir İstekli gibi; çocuğa, kadına, doğaya, vatanımıza, Ata’mıza düşman olan hiçbir grubu, fraksiyonu, topluluğu ne Karaman’da ne de ülke sınırları içinde istemiyoruz!  Biz yaptığımız bu eylemden kesinlikle pişman değiliz ve asla geri adım atmayacağız. Çünkü biz ‘Altı yaşında kız çocuğu evlendirilebilir’ diyenlerin değil ‘vatanı sevmek çocukları korumakla başlar.’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklarıyız. Çünkü biz ‘Dayak yiyen kadın şükretmelidir’ diyen beyin fakirlerinin değil ‘Ey Türk Kadını; Sen yerlerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksin.’ diyen, birçok dünya Avrupa ülkesinde kadınlar yok sayılırken Türk kadınına sayısız hak ve özgürlük, çocuklarına da dünyada ilk bayramı armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatlarıyız biz.

Korkuyorlar, Korkacaklar, Korksunlar!

 

Soru cevap aşamasına geçildi ve soru cevap aşamasından sonra basın toplantısı sonlandı.

Scroll to Top